Eylül Esintisi - Bir Varmış Bir Yokmuş...

Bir Varmış Bir Yokmuş...

Bütün masallar "Bir varmış bir yokmuş..." diye başlar,

Bir tekerleme ile devam eder;

"Evvel zaman içinde kalbur saman içinde,

Cinler cirit oynar iken eski hamam içinde...

Develer tellal iken, pireler berber iken,

Ben ninemin beşini tıngır mıngır sallar iken

Ninem düştü beşikten, dedem düştü eşikten,

Biri kaptı maşayı, biri kaptı şişeyi, gösterdiler köşeyi...

Ben kaçtım onlar kovaladı, onlar kaçtı ben kovaladım.

Az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik, altı ay bir güz gittik,

Dönüp bir de arkamıza baktık ki ne görelim!

Bir Arpa boyu yol gitmişiz..."  (1)

 

Masallar son derece sürükleyicidir

Olağanüstü kahramanlar ve yaratıklarla doludur.

Hayali diyarlar ve ilginç motiflerle bezelidir...

"Kaf dağının ardındaki ülke",

"Yedi kat yerin dibi",

"Peri padişahının kızı"

"Cinler mekanı, devler mağarası"

 

Belki de masalların en güzel yanı budur!

Düşseldir...

Gerçeğe benzeme gibi bir çabası yoktur!

Her şey gerçek üstü,

Her şey hayal mahsulüdür...

Bu sebepten ötürü değil midir!

Birinin anlattıklarını gerçekçi bulmadığımızda

Müstehzi bir tebessümle yüzüne bakıp

"Bana masal anlatma" deyişimiz...

Masallarda olaylar hep bilinmeyen bir zamanda geçer,

Bu nedenle "mişli geçmiş" zaman kipi kullanılır.

Mış, mış, mış...

Ancak masallar eğitici içeriklere sahiptir.

Çocukların hayal gücünü besler

Hem gerekli dersleri çıkarmasını sağlar

Hem de huzurla uykuya dalmasını...

Masallarda genellikle iyilik ve kötülük,

Güzellik ve çirkinlik, doğruluk ve eğrilik,

Haklılık ve haksızlık, bencillik ve diğerkamlık gibi,

Evrensel konular işlenir.

İyi ve kötü olan birbirinden keskin bir şekilde ayrılır.

Kötüler kıyasıya eleştirilir, iyiler övüldükçe övülür.

Amaç çocukları iyi ve güzel olana yönlendirmektir.

Gerçek dünyadakinin aksine,

Masallarda hep iyiler kazanır...

Masallar hep mutlu sonla biter.

Bu yüzden değil midir!

Şarkılarımıza sinen ima!

"Hayat masal değil ki,

Toz pembe bitsin sonu..."

 

Bir tekerleme ile başlayan masallar,

Yine bir tekerleme ile biter...

"Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine..."

Ya da;

"Gökten üç elma düştü,

Biri yazana,

Biri anlatana,

Biri de dinleyenin başına..."

Masal bir sözlü edebiyat ürünüdür.

Çağlar boyunca dilden dile aktarılmış olup,

Sonradan derlenip yazıya dökülmüştür.

Dünya edebiyatında masallar ayrı bir yere ve öneme sahiptir.

Alman edebiyatında "Grimm Kardeşler Masalları" (2)

Danimarka edebiyatında "Andersen Masalları" (3)

Fransız edebiyatında "La Fontaine Masalları" (4)

Doğu edebiyatında "Binbir Gece Masalları" (5)

Türk Edebiyatında "Keloğlan Masalları"  (6)

 

Eskilerin deyişiyle;

"Masal romanın büyük annesidir"

Öyleyse

"Destan da romanın büyükbabasıdır"

Çünkü;

Aynı olağanüstü kahramanlar, yaratıklar ve yerler

Destanlarda da fazlasıyla yer alır.

 

Şu soğuk ve uzun kış gecelerinde

Masal ne güzel ısıtır insanın içini,

Ne güzel yakınlaştırır kalpleri,

Masal dinleyen çocuklar,

Nasıl da başı okşanmışçasına iyi hisseder kendini,

Nasıl da bir avuç şeker yemişçesine mutlu olur.

Masal dinleyerek büyüyen çocuklar sağlıklı yetişkinler olur.

Öyleyse

Hiç bir çocuk masalsız kalmasın,

Hiç bir çocuk masalsız büyümesin.

Her çocuğun bir masal anlatanı olsun.

 

Dipnot;

(1) Bu tekerlemenin benzer ve farklı çeşitleri de bulunmaktadır.

(2)  Grimm Kardeşler olarak ünlenen Jacop Grimm (1785-1863) ve Wilhelm Grimm (1786-1850) Alman dilini çeşitli mahalli lehçeleri ile birlikte inceleyerek, köy ve kasabaları dolaşarak Alman şiir, efsane ve masallarını derlemişlerdir. Grimm kardeşlerin kaleme aldığı Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Külkedisi, Hansel ile Gratel, Bremen Mızıkacıları, Kırmızı Başlıklı Kız, Çizmeli Kedi, Uyuyuan Güzel vb evrensel değere sahip masallardır.

(3) Hans Christian Andersen  (1805-1875) Danimarkalı masal, oyun, şiir, gezi ve biyografi yazarı olan Andersen kendi başına bir kukla tiyatrosu açmış ve kuklalarının elbiselerini kendi dikmiştir. Kuklalarına Shakespeare ve Hölberg'in oyunlarından bölümler oynatmıştır. Seçme masalları; Kibritçi Kız, İmparatorun Yeni Giyisileri, Küçük Çam Ağacı, Yaban Kuğuları, Çirkin Ördek Yavrusu, Dayanıklı Kurşun Asker, Kötü Kral, Çakmak, Çoban Kız ile Baca Temizleyicisi vb.

(4) Jean de La Fontaine (1621-1695)Fransız şair ve yazar. Hukuk tahsili yapan La Fontaine yazdığı Fabllar ile tanınmıştır. Eserlerinde hayvanların ağzından konuşarak insanların kusurlarına, zayıf yanlarına atıfta bulunmuştur. Bu türe tam olarak ne masal ne de hikaye denemediğinden Fabl adı verilmiştir.

(5) Şehrazat'ın öyküsünün yer aldığı "Binbirgece Masalları" Doğu Edebiyatının bilinen en önemli masallarından biridir.

(6) Türk Masal Edebiyatında "Keloğlan" masalları bilinen en önemli masal örneklerinden biridir. Bazen "Dede Korkut Hikayeleri" masalla karıştırılsa da gerçekte Dede Korkut Kitabı, Oğuz Türklerinin bilinen en eski destansı hikayeleridir. Bir mukaddime ve destansı özelliklere sahip 12 hikayeden oluşmaktadır. Anlatıcısı Dede Korkut,  Oğuz Türklerinin törelerini çok iyi bilen yarı efsanevi bir bilgedir. Dede Korkut "Korkut Ata" olarak da bilinir.

 Kaynakça;

1) Orhan Veli Kanık- La Fontain'in Masalları ve Nasrettin Hoca Hikayeleri

2) Hans Chrıstıan Andersen - Seçme Masallar

3) Dede Korkut Hikayeleri (Kitab-ı Dedem Korkut)

 

ÖNCEKİ YAZI Özlem SONRAKİ YAZI Hoş Geldin Şubat
Birbirini Bulmak
Birbirini Bulmak
23.04.2024 13:27:34
Gül Gazetesi
Gül Gazetesi
29.03.2024 10:04:40
Kara Ocak
Kara Ocak
31.01.2024 22:25:06
Yorum Yazın