Eylül Esintisi’nde okurlarımızla paylaştığımız yazılarımızı,

Kalıcı olması amacıyla bir “yıllık” haline getirme serüvenimiz,

Benim gönülden istemem,

Tuğbamın “bu iş bende…” heyecanı duyması,

Çağdaş’ın da “ben yaparım” demesiyle başladı…

O günden bugüne sekiz yılımızı da matbulaştırmayı başardık

Şimdi dokuzuncu yıl konularıyla haşir neşiriz…

 

Eylül Esintisi’nin ekran yüzünün ardında bir de arka bahçesi var.

Yazıların tümü benim kalemimden çıkarken,

Her yıl takip edilmesi gereken işlemlerde,

Teknik sorunlar ve teknolojik gelişmelerde,

Her yılımızı matbulaştırma aşamasında,

Vefalı yol arkadaşım ve maharetli yardımcım,

Sevgili Tuğbamın büyük emeği var.

Onunla birlikte arka bahçemizi güzelleştirenler;

Websitemizi kuran ve yöneten bilgisayarcımız Ümit Kayacan,

Eylül Esintisi yıllığımızın her yıl tasarımını ve basımını sağlayan,

Grafiker Çağdaş Tunç’un katkıları büyük.

Üçüne de minnettarım.

Olmasalardı bu işi bu kadar düzgün ve istikrarlı sürdüremezdim.

 

Yol arkadaşım, sevgili Tuğbam başta olmak üzere,

Sevgili Ümit ve Çağdaş’ın özverili katkılarıyla,

Eylül Esintisinin yayın akışını her yıl kesintisiz sürdürmeyi başarıyoruz.

Bu yıl Eylül Esintisi yıllığımızı hazırlama aşamasına ben de katıldım.

   

Sevgili Grafikerimiz Çağdaş Tunç sağ olsun,

İsteklerimizi ve titizliğimizi büyük bir hoş görüyle karşılayıp,

Her yıl Eylül Esintisi yıllığımızı oluşturma heyecanını,

Bizimle birlikte yaşıyor…

Beşiktaş’taki “Yıldız Copy Center” işyerinde,

Müşterilerinin isteklerini güler yüzle ve özenle yerine getiriyor.

Sevgili eşi Güldem Hanım da bilgisayar yazılımcısı

Birbirlerine sevgiyle destek vererek işleri kotarıyorlar.

Eylül Esintisi’ni her yıl farklı bir renkte tasarlıyoruz.

 

Tuğba’mla birlikte bu renk seçme işinde çocuklar gibi eğleniyoruz.

   

Kapak rengimizi belirledikten sonra Tuğba ile Çağdaş,

Bilgisayar başına geçip diğer ayrıntıları birlikte düzenliyorlar.

  

Ve Eylül Esintisi’ni her yıl değer verdiğimiz birine ithaf ediyoruz.

Bu yılı “Yükselen Yıldızım Aybars” a ithaf ettiğimden,

Kadim Türklerin “Ak-Bars Takımyıldızı” temasını öne çıkardık.

 

Sevgili Tuğba halası Aybars Ata için bir hayli titiz çalıştı.

 

Çağdaş’ın iş yerinin baş köşesinde asılı Ata’mızın fotoğrafına gözüm ilişince,

Güldem Hanım fotoğrafın altındaki Arapça yazıyı bize tercüme etti;

“Aziz Mustafa Kemal Paşa Hazretleri”

Her zaman yolumuza ışık tutan asil ve bilge Ata’mız,

Manevi desteğini burada da bizden esirgemedi,

Daima sevgiyle, saygıyla ve minnetle…

   

Tuğba o gün bize Eylül Esintisi serüvenimizin başladığı,

Dokuz yıl önce yaşadıklarını heyecanla anlattı;

“Önce Kadıköy’den başlayıp onca yer dolaştım ama kimse bu tasarımı yapmaya yanaşmadı. Sonra Beşiktaş’taki tüm ozalit, baskı dükkanlarını tek tek dolaştım, onlar da yazıları basabileceklerini ama ciltleme işlemi için ayrı bir matbaaya gitmem gerektiğini, kitap kapağı tasarımı için de grafik tasarımcısı bulmamı, bu işlerin tümünü birden tek bir yerin yapamayacağını söylediler.

En sonunda semtteki son dükkâna umutsuzca girdim, son derece gergin ve yorgundum. Çağdaş’a hızlıca ne istediğimi anlattım ve dedim ki; kimse bu işi yapmak istemiyor, kimse bana yardımcı olmuyor. Çağdaş beni dinledi ve gayet ne bir şekilde; “Ben yaparım” dedi. Kulaklarıma inanamadım.

Onca yapamayız, edemeyiz, olmaz cevapları aldıktan sonra, biri çıkıyor ve halinizden anlıyor, birden üzerimdeki yük kalktı, nasıl hafifledim anlatamam. Üstelik tüm seçenekleri önüme sererek bana hayal ettiğimden çok daha fazlasını sunarak yardımcı oldu.

O ilk yana yakıla işi yaptıracağım günden bugüne, karşılıklı emek sarf ederek hep daha iyisini yapma gayretinde olduk ve bugün çalışmalarımızı bir standartta oturtmayı başardık”

Tuğba gibi ben de kaç yere baş vurduysam hep olumsuz cevap almıştım,

Sonunda bu işi başaran yine Tuğbam oldu.

Bazen tüm ümitlerinizin söndüğü bir anda,

Biri çıkar ve “ben yaparım” der.

Ve hikayeniz başlar…

 

Çağdaş ile 8.yılımızı kitaplaştırma işini hallettikten sonra,

Sevgili Tuğbam ile geride bıraktığımız sekizinci yılla birlikte,

Yepyeni umutlarla açtığımız dokuzuncu yılı Boğaz’da kutladık.

Çok çalıştık, çok araştırdık, çok yorulduk.

Bu küçük kaçamağı ikimiz de fazlasıyla hak ettik.

  

Hayatınızdan “Ben yaparım” diyen insanlar hiç eksik olmasın.

Esenlikle...