Mesafeli Günler
Koskoca bir yılı,
Nazım Hikmet'in dizelerindeki
Ruh haliyle geçirdik;
"Boynuma sarılma gülüm,
Benden sana geçer ölüm..."
Şair siyasi nedenlerden ötürü sevdiği kadına böyle söylerken
Bizse virüs bulaştırmamak için söylüyoruz...
Bu yıl salgından çıkmayı umut ederken,
Korana virüs mutasyona uğradı.
Böylece salgının ikinci yılına da
Mutant virüsler damgasını vurdu.
Derken aşılama sürecine geçildi.
Biontech mi yoksa Sinovak mı?
Hangisi daha etkili diye tartışılırken,
Yurt dşından aşılar bir gelip bir durdu...
En başta alınması gereken kapanma kararı,
Salgından tam bir yıl sonra alındı.
29 Nisan itibaren 17 gün sürecek,
Sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı ile birlikte,
Şeker bayramı da kapanma sürecine dahil oldu.
Bu nasıl bir kapanmaksa herkes kendini yollara vurdu
Şehirler arası konvoylar oluştu, trafik kilitlendi.
Gözümüz aydın artık yurdun her köşesinde,
Virüsler birbirine eklemlenip hora tepecek...
Kapanma süresi uzadıkça uzayacak...
Hatta 19 Mayısın hatırı kalmasın diye,
Onu da içine alacak...
Ayların gülü Mayıs kırlarda çayırlarda,
Hoplayıp zıplayıp çiçek toplayarak değil
Evlerde maphus kalarak geçecek...
Ülkeyi hukuk kurallarına göre değil,
Keyfince yönetenler,
Çiftte standart uygulamaya devam edecek
Kim içeride kim dışarıda belli olmayacak
Yeniden vakalar patlayacak, ortalık karışacak
Sağlık Bakanı yine gözümüzün içine bakıp,
Salgının sorumlusu 81 milyondur diyecek.
Asıl sorumlu hükümeti aklayıp,
Kendisini de bu işten bir güzel sıyıracak.
Olan yine canları pahasına çalışan sağlık görevlileri ile,
Maske, mesafe, temizlik kurallarına uyanlara olacak.
Elbette demokrasi ile yönetilen gelişmiş ülkelerde,
Yönetenler ile birlikte yönetilenler de sorumludur.
Ne var ki bizdeki hal bir başka hal!
Tam bir "Balık baştan kokar..." hali...
Bu sinsi savaş kolayına bitmeyecek
Çünkü sırtını dağ gibi bir cehalete yaslamış.
Ulu Tengrim bizi korusun.
Yorum Yazın