Eylül Esintisi - Mor Cepken

Mor Cepken

Merhaba Sevgili Okur

Eylül Esintisi olarak "Mor Cepken" başklı yazımız erkek şiddetine maruz kalıp öldürülen kadınlarımızın anısına ve kadın cinayetlerine dur demek için yola çıkan, temel hak ve özgürlüklerinden vazgeçmemek için ülkemizin meydanlarında mor menekşeler gibi öbek öbek açan kadın efelerimize adanmıştır.

Aşağılanmadan, hakarete ve şiddete maruz kalmadan özgürce ve insanca yaşamak, eşit haklara sahip olmak, bilinçli ve cesur bireyler olarak var olabilmek her kadının savunması gereken değerlerdir. Bu ülkede her gün kadınlar hunharca katledilirken sessiz ve tepkisiz kalanlar da bu suça ortaktır. Mor Cepken yazımız derin uykuda olanlara bir toplu iğne batması kadar irkilme hissi yaratabilirse kendimizi başarılı addederiz... 

Yörük Türkmen kültüründe kadın el üstünde tutulur. Alınıp satılan bir mal olarak görülmediğinden başlık parası gibi bir adetleri yoktur. Yörük kızları sevdikleriyle evlenir.

Yörük kızları evleneceği vakit çeyiz sandığına ilkin "Mor Cepken" koyulur. Maviye çalan mor renkli cepkenin kenarları sırmalıdır. Yörük Türkmen kültüründe Mor Cepken kadına verilen kıymetin ve tanınan ayrıcalığın bir simgesi iken erkeğin korkulu rüyasıdır. Çünkü bir nevi boşanma teminatıdır.

Her anne kızı gelin olup ata bindirildiğinde eğilip kulağına fısıldar;

 "İnşallah mor cepkeni giymek zorunda kalmazsın. Çora çocuğa karışırsın"

Eğer kadın eşi tarafından herhangi bir aşağılamaya veya ihanete uğrar ya da şiddete maruz kalırsa ayrılma hakkını temsil eden Mor Cepkeni sandığın dibinden çıkarıp sırtına giyer ve herkesin onu görebileceği bir yere oturur (1)

Bunun anlamı ben "kocamı boşadım" demektir.

Mor Cepkenli kadını gören oba halkı ona kol kanat gerip korur. Asla yalnız bırakmaz. Mor Cepken giyen kadının kocası ise evinden dışarı çıkamaz, kahveye gidemez, kimseye bir çift laf edemez çünkü kimse yüzüne bakmaz. Kimse onu adam yerine koymaz ve kimse ona bir daha kız vermez.

Mor Cepken kadın için özgürlük demekken erkek için ölüm demektir. Bu nedenle karısını mor cepken giymek zorunda bırakan kocaya "kör ocak" denir. Artık onun ocağı yanmaz, nesli yürümez...

Mor cepken erkeğe boyun eğmeme ve toplum içinde başını dik tutma simgesi olduğundan şayet koca eşini ikna edip gönlünü alamazsa ve mor cepkeni çıkarması için karısını razı edemezse ömrünün sonuna kadar yalnızlığa mahkum olur.

Yörük Türkmenlerde asırlar boyunca evli kadının hakları mor cepken töresi ile korunmuş. Mor cepken adeta kadının savunma zırhı olmuş. Mor Cepkeni giyen kadın sessiz ve zarif bir biçimde kendisine yapılan haksızlığa karşı durmuş ve erkeğe meydan okumuş;

 "Ben Efe soyundanım sırtımdaki mor cepken..."

 

Başlangıçta Yörüklerin yoğun olarak yaşadığı yerlerde mor cepken töresi oldukça etkiliymiş fakat sonradan Osmanlı imparatorluğu tarafından Karamanoğlu Beyliği dağıtılıp sürgün edilince töreler de bozulmaya başlamış.

Sürgün edilen Yörüklerin bir kısmı Toroslara yerleşmiş. Dar ve verimsiz yamaçlara yerleşen Yörükler yoksul düşmüş. Kadife veya ipek kumaştan dikilen mor cepken yerini kalın pamuk ve bez karışımından çapraz dikiş atılan "haba-kebe" ye bırakmış. Üzerine bir de türkü yakılmış;

"Haba da bir, kebe de bir giyene yar..."

Yörük kadınlarına tanınan bir nevi yazısız kadın hakları sözleşmesi niteliğine sahip mor cepken'i yazar Osman Şahin çok güzel öyküleştirmiş (2)

Yörük Türkmenlerinin medeniyetine hayran kalmamak mümkün değil. Mor Cepken giydi diye ne toplumun ileri gelenleri ne de konu komşusu kadına cephe alır. Ne de kocası onu öldürür. Oysa çağımız Türkiye'sinde kadın boşanmak isteyince kan gövdeyi götürüyor. Öyle ki kadın cinayetleri önlenmesi gerekirken tersine sıradanlaştırılıyor...

Dün mor cepkeni giydiğinde dokunulmazlık hakkı kazanan ve kimsenin ilişemediği kadın bugün korumasız kaldığından hunharca katlediliyor. Ülkeyi yönetenler ve onların güdümündeki adli merciler kadının hak ve hukukunu gözetmiyor.

Tarafsız olması ve adil kararlar vermesi gereken merciler kadını koruyup kollamak şöyle dursun, kadın katillerine ceza indirimi uygulayıp serbest bırakıyor. Böylece suça teşvik artıyor kadın cinayetlerinin ardı arkası kesilmiyor...

Kadim Türk Uygarlığında "Hanlar Hanı" sıfatı ile baş tacı edilen kadın,

Atamızın eşit hak ve özgürlüklerle donatıp el üstünde tuttuğu kadın,

Bugün ne yazık ki Ortaçağ artığı zihniyetin hedefi durumunda (3)

Dağı taşı Efe kaynayan Ege de bir söz vardır;

"Buralarda efelik kadın erkek işi değil, yürek işidir.

 Gizemli Kadın Efe;  

"Dağlar boş bırakılmaya gelmez" deyip dağlara çıkmış.

Çiftlikli Kübra ;

"Bu yurt sadece erkeklerin yurdu değil" deyip cepheye koşmuş...

Ayşe Efe;

"Beşik sallayan eller bir araya gelirse dünyayı sallar" diye gürlemiş.

Gördesli Makbule;

"Bu vatan bizim" diyerek cephede şehit düşmüş...

Ve

Bu yurdun daha nice adsız kadın efeleri var...

Bugün mor renkli bayraklarla meydanları dolduran (4)

Adaletsizlik ve hukuksuzluğa baş kaldıran,

Eşitlik ve özgürlük için mücadele eden,

Bu soylu kadın efelerin devamıdır

Davasından vazgeçmeyen o bilinçli ve cesur

Mor Cepkenli Efelere selam olsun...

Dipnot;

(1) Yörük kadını yaşlanıp tecrübesi artıkça "Kezbence" sıfatı ile anılır. O artık oymağın akıl danışılan bilge kişisi olur. Yazar Osman Şahin'in Mor Cepken adlı öyküsünde sevmediği adam tarafından kaçırılan Bulca kısa sürede Mor Cepkeni giyince obanın Kezbencesi, Mor Cepkeni giyebilmesi için en az 3 yıl geçmesi gerektiği hususunda Bulca'yı uyarır.

(2) Mor Cepken öyküsü demirci Civan ile sevdiği Bulca'nın aşkını anlatır. Civan'a aşık olan Bulca'nın ailesi damat adayını münasip bulmayınca Bulca sevdiğine kaçmaya karar verir. Onun kaçacağını sezen annesi kızına münasip gördüğü talibi ile anlaşarak Bulca'ya pusu kurar. Bulca sevmediği bir adamla yaşamaya mahkum edilirken, sevdiğinin kendisine oyun oynadığını sanan Civan'da hayata küser körocak olarak kalır. Uzun yıllar sonra Civan ölüm döşeğinde yatarken Bulca onu ziyarete gelir ve hakikati anlatır...

Osman Şahin'in pek çok öyküsü beyaz perdeye uyarlanmıştır.Bunlardan bazıları çok izlenen "Kibar Feyzo, Züğürt Ağa, Kurbağalar, Adak, Keriz, Gülüşan" dır.

(3) Türklerin İslamiyet öncesinde kadınlara verdikleri hürriyet hakları dünya tarihçileri tarafından kayda geçmiştir. Kadim Türk uygarlığının kadına tanıdığı haklar dünyanın başka milletlerinde görülmemiştir. Yozlaşan değerler sonucu itibarı ve hakları elinden alınan kadınlar Atamız sayesinde eski itibar ve haklarına yeniden kavuşmuştur. Şimdi olan ise bu hakların gasp edilmeye çalışılmasıdır. Türk kadını buna izin vermeyecektir.

(4) Bugün kadınların eşitlik ve özgürlük hakları için mor rengi seçmesinin Mor Cepken ile bir ilişkisi var mıdır? Ya da şiddete maruz kalan kadınların sığındıkları "Mor Çatı" ile bir bağı bulunmakta mıdır? Bu soruların cevabını da meraklı okuyucuların araştırmasına bırakıyoruz.

Kaynakça;

1)Osman Şahin- Mor Cepken

2) Etem Oruç- Gizemli Kadın Efe

3) Hasip Öztürk - Yörük Kadının Mor Cepkeni Kadın Haklarının Simgesi

4) Ti Yazar - Yörük Kadının Giydiği Mor Cepkenin Hikayesi

ÖNCEKİ YAZI İstanbul Sözleşmesi SONRAKİ YAZI Akrep Burcu Meslekleri
Sevgilerde
Sevgilerde
14.10.2024 10:53:07
Ateş ve Kül
Ateş ve Kül
04.10.2024 11:03:35
Ağaçların Soyundanım Ben
Ağaçların Soyundanım Ben
27.09.2024 13:43:30
Yorum Yazın