ONİKİNCİ EV
Onikinci evin künyesi;
Evin türü; Son,
Evin geleneksel ismi; Sıkıntı ve sorun evi (Gizli Düşmanlar evi)
Evin doğal burcu; Balık
Evin doğal yöneticisi; Jüpiter (geleneksel), Neptün (modern)
Evin sınıflandırılması; Su - Değişken - Dişil.
Evin yönü; Doğu, Güneydoğu,
Evin temel dersi; kendinden daha büyük bir bütünün parçası olduğunu hissetmek ve tüm varlıklarla derin bir ilişki kurmak. Bütünün hayrına kendini adama ve gönüllü hizmetkarlık.
Evin temsilindeki konular; tüm insanlığa ait kolektif bilinçdışı semboller ve akaşik kayıtlar, bütünsel (holografik) algı sistemi, telekinezi, telepati, duru görü gibi duyuüstü hassas alıcılar, bütünleşme (intergration), kaynaşma (fusion), derin hisler, gelişmiş sezgiler, hayal etme ve imgeleme gücü, mesaj yüklü rüyalar, içgörü, şükran, takdir, tevekkül, fedakarlık, ilahi aşk, sevgi, şefkat, merhamet, duyarlılık, huşu, dua, ibadet, yüceltme mekanizması, inkar mekanizması, çözülme ve dağılma,tanrıya havale etme, manevi iç alem, özdeşim, yek vücut olma, aşkınlık, özlem, hayırseverlik, kurtarıcı ve kurban ikilemi, iman, teslimiyet, hapishane, hastane, inziva, transa geçmek, geçmiş hayatlar (karma), fizikötesi deneyimler, arınma, nihai şifa, üstün tedavi yöntemleri, sonsuzluk, sınırsızlık, egoyu aşma, külli irade, gizli güçler, gizli düşmanlar, sırlar, kaderin tecelli etmesi, meditasyon, ruhsal aydınlanma, gönüllü hizmetkarlık.
Evin olumlu yansımaları; evren ve tüm varlıklar ile bağ kurmak, sıkıntı ve engelleri tekamül araçları olarak görmek, hayatın acı ve eziyetlerine tevekkülle yanaşmak, sevgi ve şefkatle davranmak, gönül gözü açıklığı, gönül terbiyesinden geçme, yüksek bir hayal ve düş gücüne sahip olmak, ruhsal büyüme, egoyu aşma ve birlik bilinci geliştirme, takdir ve teşekkür hisleriyle dolma, mit, din, rüya, astroloji, mesel ve masal gibi kolektif bilinçdışını içeren sembol dilini iyi bilmek, dervişlik kumaşına sahip olmak, medyumatik yetenekler, gelişmiş sezgiler, hassas ve duyarlı yapı, ilham perilerinin bolluğu, sanatçı kişilik, bütünün hayrına kendini adama, insanlığa gönüllü hizmette bulunma, üstün empati ve şifa verme yeteneği, resmin bütününü görme yetisi.
Evin olumsuz yansımaları; kendini net bir biçimde tanımlayamama, maddi aleme uyumlanamama, diğerleriyle ilişkide sınırları beliryememe, günlük hayata karmaşa ve muğlaklılığın hakim olması, düzen ve kurallara riayet edememe, gerçeklerden kaçma, dış dünyadan izole olma, kendini bağımlılıklarla uyuşturma (aşırı alkol ve madde kullanımı, aşırı uyuma, aşırı tv izleme, aşırı cep telefonu, bilgisayar vb ile meşgul olma) kendi mahvına yol açma, sürekli bir bocalama ve debelenme hali, aşırı duyarlılık, aşırı özdeşim, aldatma ve aldanmaya yatkınlık, yalan ve inkara meyil, kişisel sorumluk almaktan kaçıp her şeyi tanrıya havale etme, sürekli mağdur ve mazlumu oynama, kurban psikolojisine girme, mazoşist eğilimler, kendine eziyet etme ve zarar verme, kaypaklık, omurgasızlık, gevşeklik, hapishane veya hastanelerde geçirilen uzun zaman dilimleri, kötü talihe sürekli yatırım yaparak kronikleştirme, çoğul kişilik, şizofreni, otizm gibi rahatsızlıklara yatkınlık.
Onikinci evin dünyasal (mundane)astrolojideki karşılığı; ülkenin içeride ve dışarıdaki gizli düşmanları ve işbirlikçileri, gizli topluluklar ve gizemci gruplar, dergah, çilehane, manastır vb inziva mekanları(1), hastane, şifahane, bimarhane, sığınma ve barınma evleri, hayır kurumları, hapishane, ıslahevi, toplama kampları, köle ve esirler, evsizler, yaralılar, sakat ve maluller.
Onikinci evin tıbbi (medical) astrolojideki karşılığı; Epifiz bezi, kılcal damarlar, melatonin hormonu, omurilik sıvısı, parasempatik sistem, endorfinler, ayaklar (bilhassa aşil topuğu) Enerji dengesizliğinde açığa çıkabilecek rahatsızlıkların başında uyku bozuklukları, korkulu düşler, madde bağımlılıkları, zehirlenme ve boğulmalar, ifrazat bozuklukları, zafiyet, atrofi, kangren, psikolojik kaçış ve kayboluşlar (füg), aşil sendromu, çoğul kişilik bozukluğu, şizofreni, otizm. Geleneksel görüşe göre 12.ev kötü bir sağlığın ve hastalığın göstergesidir.
Onikinci evdeki natal gezegen etkileri; evler içinde düz bir mantıkla kavranması en zor alan 12.evdir. Geleneksel astroloji inziva, çile, hastalık, tehlike, çaresizlik, acizlik, mahrumiyet, mahkumiyet ve kötü talihle ilişkilendirdiği 12. evi "sıkıntı ve sorun" veya "gizli düşmanlar" evi olarak tanımlar (2) Modern astroloji ise büyük sıkıntı ve sorunların varlığını kabul etmekle birlikte 12. evi daha çok ruhsal büyüme, inziva ihtiyacı, merhamet duyma, kendini adama, başkalarına hizmet etme, hayırseverlik, gerçeklerden kaçış, kurtarıcı ve kurban ikilemi ile ilişkilendirir. İki görüşün birleştiği ortak nokta ise bu evin gizliliği ve bilinmezliğidir. Burada bilinç bilmez, bilinçdışı bilir. Burada bilinç susar, bilinç dışı konuşur. Burada kişinin iradesi zayıflar, aklı karışır ve gücü dumura uğrar. Açıkçası 12. ev kişinin iktidarsızlığını gösterir, çünkü burada cüz-i irade değil külli irade söz sahibidir. Buradaki sorunlar zekâ ve mantıkla çözülemez ancak inanç ve teslimiyetle aşılabilir. Tasavvuf felsefesinin "Her şey zıddıyla kaimdir" ilkesi bu evin matris düzenini anlamamıza yardımcı olabilir çünkü burada esas olan şey zıt parçaya ulaşana dek sabırla adım adım ilerlemektir. İşte o zaman derdin karşısında devayı, korkunun karşısında cesareti ve hastalığın karşısında şifayı bulabiliriz. Ancak bu sınırsız ve muğlak alanda yürümek maharet ister. Mahareti kazanmak içinse hakiki bir pir 'in kılavuzluğuna ihtiyaç vardır zira Neptün'ün kesif sisinde kaybolma ve derin sularında boğulma tehlikesi büyüktür. Gene tasavvufi bakış açısıyla değerlendirecek olursak 12.ev erişilmesi zor bir menzile karşılık gelir. Elbette "çileye katlanamayan menzile varamaz..."
Bir doğum haritasında Güneş ve Ay gibi ışıklar başta olmak üzere 12.eve düşen gezegenler kişiye diğer evlerle mukayese kabul etmeyecek derecede bir kısıtlanmışlık, engellenmişlik ve kapatılmışlık hissi verebilir. 12. evde konumlanan Koç burcu veya Mars dış dünyada kendini ortaya koyma cesareti göstermekte zorlanırken iç dünyasında son derece cesur bir kaşif olabilir. Hem kendi ruhunun derinliklerine inmekte hem de başkalarının ruhlarını incelemekte son derece mahir olabilir. Çoğunlukla fiziksel enerjisi düşük, çabuk yorulan bir yapıdadır. Aynı zamanda muazzam bir gizli gurur ve gömülü öfkeye sahiptir. İçte saklı tutulan bu yakıcı enerjiler dış dünyada kolayına ifade edilemediğinden genellikle kişinin kibirli havasını söndüren hakaret veya saldırıya uğrama şeklinde cereyan edebilir. Gene kişinin başını belaya sokacak öfke patlamaları, kaza, kesik, travma ve yaralanmalar bu hapsolan enerjilerin sağlıksız bir boşalma yoludur. 12. evde konumlanan Kova burcu veya Uranüs ise dış dünyada kişisel farklılığını ortaya koyma, toplum normlarına uymayan değişik, tuhaf, anormal, çılgın olarak etiketlenebilecek kendine özgü davranışları sergilemekten kaçınır. Dışarıya serbestçe çıkamayan bu yüksek frekanslı enerjiler içte sürekli bir heyecan ve gerilim dalgaları yaratarak kişiyi diken üstünde tutar. Baş sallanması, ellerin titremesi, tikler, ürperme, üşüme, titreme, sıçrama vb istem dışı davranışlar aslında hapsolan enerjilerin serbest kalma isteğini ileten sinyalleridir. 12. ev aynı zamanda tüm insanlığa ait akaşik kayıtların deposu olduğundan şuursuzca dış dünyaya yansıttığımız enerjiler hakkında önemli ip uçlarını barındırır. Kova burcu/Uranüs örneğine bu mercekten bakacak olursak geçmiş yaşamlarda müebbet hapisle cezalandırılan birinin güçlü özgürlük isteği ve serbest kalma ihtiyacı sonraki nesillerden birine genetik kod olarak aktarılmış olabilir. Bu genetik piyangoyu çektiğinden habersiz olan kişi kendi hayatında onu kısıtlayan, engelleyen somut bir neden olmadığı halde sıklıkla dış dünyadan kendini izole edip sanki hücre hapsindeymişçesine evin içinde bir aşağı bir yukarı şuursuzca volta atıp durabilir. 12. evinde Terazi burcu ya da Venüs olan birinin genel eğilimi birine aşık olmaktan ziyade aşka aşık olmak, birini sevmekten ziyade bir imge ya da bir ideali sevmek şeklinde yansır. Kişide "ilahi aşk" mayası çok kuvvetli olduğundan kusurlu, ölümlü bir fani ile ilişki kurmakta sıkıntı çeker. Tatminsizlik hissi "ilahi memnuniyetsizlik" derecesine vardığında kişi kendini yalnızlığa mahkum edebilir. Venüs'ün, Satürn ile sert açıları varsa kişi yakınlaşma, bağ kurma, gerçek anlamda birini sevme ve birinin onu sevmesine kolayına izin vermez. Karşısına çıkan tüm ilişki fırsatlarını bir dizi bahanelerle savuşturur. Bu durumun akaşik kayıtlarla bağlantısına bakacak olursak sevme ve sevilme enerjileri bloke olan kişi, geçmiş yaşamlarda aşkta hüsrana uğramış, reddedilmiş veya terk edilmiş birinin kırgınlığı ve kızgınlığın ya da sevdiğini kaybetmiş, ayrılık acısı çekmiş birinin derin üzüntü, yas ve korkusunu genetik kod olarak yüklenmiş olabilir. Onu duygusal felce uğratan geçmiş yaşama ait (soy ağacından yakın veya uzak bir akraba olabilir) travma ile yüzleşip çözemediği taktirde bu travma kronikleşerek bir sonraki nesle sirayet edebilir.(3)
Onikinci evdeki transit gezegen etkileri; ortaçağ astrologlarının kötü talih (mala fortuna) olarak adlandırdığı 12. eve tüm olumsuzlukların mal edilmesinin tek sebebi düşüşü temsil eden son ev olması değildir. Bir diğer nedeni de Güneş'in yükselişiyle birlikte 12.evdeki yıldızların Güneşten hemen önce veya Güneş ile aynı anda (heliacal rising) doğmasıdır. Güçlü Güneş ışınlarından ötürü tam olarak görülemeyen gezegenler "yanık" yada "güneş ışınları altında" olarak kabul edildiğinden zayıflık, yetersizlik ve zafiyete delalet eder. Bu durumun 12. evde vuku bulması tutukluluk, esaret, acze düşme, kölelik, tehlikede olma, felakete uğrama, zarar-ziyan görme vb durumları daha da ağırlaştırır. Ancak tüm mahrum ve mahkum edici tesirlerine rağmen 12. ev bir çıkmaz sokak değildir. Tersine bizim kadim kültürümüzde bir nevi "Gönül evi"dir ve bu evde kişi esaslı bir biçimde gönül terbiyesi eğitiminden geçer. Çok genç yaşta bilim insanı olan evrensel değerimiz rahmetli Oktay Sinanoğlu gönül sözcüğüne önemle vurgu yapar;
“ Gönül çok eski Türkçe bir kelimedir. Beş-On bin seneliktir. Vicdanı-maneviyatı-kalbin tamamını içerir. Çok köklü bir kelimedir ve Batı dillerinde karşılığı yoktur”
Gerçekten de gönül sözcüğünün muhteviyatı 12. ev kadar sonsuz ve sınırsızdır. Bir anlamda 12. ev dünyevi düzendeki tekamül yolculuğunun son durağıdır. Dolayısıyle bu evde transit yapan gezegenler kişiye sıkıntı ve sorunlara göğüs gerebilmeyi, ağır yükleri taşıyabilmeyi, derin acı ve yaraları iyileştirebilmeyi, hayata takdir ve şükran duygularıyla yaklaşabilmeyi ve tüm canlara empati ve tevazu gösterebilmeyi öğretir. Tr.Uranüs 12. evde sırların ifşasına, gizli kapaklı olan şeylerin ortaya dökülmesine sebep olabileceği gibi zincirleri kırma, prangalardan kurtulma, tutsaklıktan özgürleşme isteğini de kamçılayabilir. Tr. Pluto burada kişiyi "güç ve acizlik" deneyimleriyle sarsabilir. Kişinin kendini mahvetmesine çanak tutabilir veya kişiyi çekirdeğine kadar dönüştürebilir. Tr. Jüpiter iyimserlik hissini genişleterek kendine acıma duygusunu bırakmayı ve tevekkül etmeyi öğretebilir. Tr. Neptün ise kişisel sınırların çözülmesine ve tüm evrenle bütünlük duygusunun yaşanmasına etki edebilir. Neptün bir nevi "kozmik anten" vazifesi gördüğünden bütünsel (holografik) algı sistemine erişen kişinin bir kum tanesinde kâinatı görmesini sağlayabilir...
(1) Manastır vb inziva mekanları ve yaşam biçimleri 12. ev kapsamına girmekle birlikte dinleri veya ruhsal aydınlanmayı temsil edenler (ulema, guru,hoca, keşiş, rahibe vb) 9.ev kapsamında değerlendirilir.
(2) Manilius;12.evi hastalık habercisi, acı, yoksulluk, yıkım, sıkıntı tapınağı olarak niteler.
Firmicus; düşmanlar, köleler,sakatlıklar ve hastalıklarla olan ilişkisinden ötürü 12.evi "Kötü ruh" olarak adlandırır. Zayıf ve pasif bir ev olduğunu zira yükselene açısı olmadığını söyler. Satürn'ün evi olarak görür.
W.Lilly; 12.evi gizli düşmanlar, cadılar, keder, kendi kendini mahvetme, hapis ve aynı zamanda at, öküz, fil gibi büyük hayvanlarla ilişkilendirir.
(3) Genel kaide aynıdır doğum haritası bir bütündür ve bu bütünlüğü bozmadan ilgili parça mercek altına alınıp incelenebilir. Astroloji kişiye 360 derecelik geniş bir perspektif sunduğundan dar bir açıdan baktığınızda daha az, geniş bir açıdan baktığınızda daha fazla bilgiye ulaşırsınız. Kova burcu/Uranüs örneğine iki farklı açıdan yaklaştık bir diğer bakış açısı da şu şekilde tezahür edebilir; kişi zor ve müdahaleli bir doğuma maruz kalır. Sinir sistemi zedelendiğinden nörolojik rahatsızlıklara yatkındır. Benzer şekilde kas sistemi de fazla basınçtan zarar gördüğünden zayıftır. Kişi kas zayıflığını spor ile kuvvetlendirdiğinde ikincil kazanç olarak sinir sistemi de olumlu yönde takviye olur. Hem fiziksel hem psikolojik açıdan kendini sağaltmayı başarınca doğum anındaki olumsuz enerjileri artık onu rahatsız etmeyecek bir frekansta titreşir ve sorunlu bölgede dinginlik sağlanır.
Kaynakça;
1) Nazan Öngiden - Yıldızlardaki Malzemedir Harcımızda Varolan
2) Deborah Houlding- Astrolojide Evler
3) Hakan Kırkoğlu - Astroloji Ders Notları
4) Barış İlhan- Astroloji Ders Notları
5) NCGR - Eğitim Programı Notları.
6) Steven Forrest - İçinizdeki Gökyüzü
7) Tracy Marks - Gizli Benliğiniz (Astrolojinin 12. evi)
8) Emine Çaykara- Oktay Sinanoğlu Türk Aynştaynı (Bilim+Gönül Söyleşi)
Yorum Yazın