Eylül Esintisi - Yine Bir Gülnihal

Yine Bir Gülnihal

Yine bir Gülnihal aldı bu gönlümü

Sim-ü ten, gonca fem, bibedel ol güzel…

 

Ateş-i ruhleri yaktı bu gönlümü

Pür eda, pür cefa, pek küçük pek güzel…

 

Görmedim kimsede böyle bir dilruba,

Böyle kaş böyle göz, böyle el böyle yüz…

 

Aşık’ın bağrını üzmeye göz süzer

El’aman pek yaman her zaman ol güzel…

 

Makamı: Rast

Usulü: Semai

Güfte: Bilinmiyor

Bestekar: Hamamızade İsmail Dede Efendi

 

Dede Efendi

Doğum tarihi ve yeri: 9.1.1778 İstanbul-Şehzadebaşı

Ölüm tarihi ve yeri: 29.11.1846 Mekke-Hac’da Koleraya yakalanarak vefat etti. Mezarı Mekke’dedir.

“Hamamızade” lakabı babasının hamam işletmeciliğinden, “Dede” lakabı ise küçük yaşta aldığı Mevlevi eğitiminden gelir. Dede Efendi Yenikapı Mevlevihane’sinde devrin önemli hocalarından eğitim alarak yetişmiştir.

Dede Efendi bestekar, neyzen ve ses sanatkarıdır. Klasik Türk Sanat Musikisine kazandırdığı 500’ün üzerinde bestesi olduğu ancak günümüze 300’nün ulaştığı belirtilmektedir. En bilinen besteleri arasında Yine Bir Gülnihal, Ey Büt-i Nev Eda, Zülfündedir Benim Bahtı Siyahım bulunur.

Yenilik yanlısı Sultan Abdülmecit, Dede Efendi’den batı tarzında besteler yapmasını isteyince Dede Efendi’nin bir gecede bestelediği rivayet edilen “Yine Bir Gülnihal” adlı bestesi vals ritminde olup evrensel bir değer taşır. Ağır Osmanlı musikisinden sonra vals esintisi taşıyan bu beste Osmanlı Müziğine batı tarzı yeniliği getirir.

Dede Efendi Mevlevi dergahında çile doldururken yaptığı besteler ses getirmeye başlar. Bu besteler arasında en çok beğenilenlerden biri de “Zülfündedir Benim Baht-ı Siyahım” adlı bestesidir.

“Zülfündedir benim baht-ı siyahım

Sende kaldı gece, gündüz nigahım,

İncitirmiş seni meğer ki ahım,

Seni sevdim odur benim günahım”

İnzivadayken bestelediği bu eseri kendisi de bestekâr olan Osmanlı Padişahı III. Selim’in büyük beğenisini kazandığından taltif edilir ve dönemin önemli bestekarları arasına girer.

Mevlevihane’de musiki dersleri verirken, Enderun’da hocalık vazifesini sürdüren Dede Efendi müziğin pek çok formunda beste yapar fakat Batı müziğinden hazetmez, kalbi her zaman klasik Türk müziğinden yana olur.

Aynı zamanda pek çok öğrenci yetiştirir. Hacı Arif Bey ve Zekai Dede onun yetiştirdiği meşhur bestekarlardır. Dede Efendi'nin İstanbul Cankurtaran semtinde yaşadığı ev günümüzde Kültür Bakanlığınca bir müzeye dönüştürülmüştür.

Dede Efendi’nin pek hoşlanmadığı halde dönemin yenilikçi padişahının etkisiyle Batı tarzında bestelediği “Yine Bir Gülnihal” bestesi bugün de dinleyenleri büyüleyen eşsiz ve zamansız bir değere sahiptir.

Bu ünlü rast eserin benim kişisel tarihimde de apayrı bir yeri veridir. Bir dönem peş peşe aldığım yoğun eğitimler nedeniyle kafamı biraz boşaltmak ihtiyacıyla semtimde yer alan Halkevine baş vururak, “Türk Sanat Musikisi” eğitimine bir yıl devam ettim ve bitirme sınavında onca beste arasından en sevdiğim bu eserin notalarını doğru okuyarak sertifikamı aldım.

  

Dede Efendi’nin vals ritmindeki bu şahane eseri beni her dinlediğimde bambaşka iklimlere taşır. Yakın zamanda “Yine Bir Gülnihal” adlı eserin Ahmet Turan Oflaz tarafından 2 perdelik tiyatro oyunu şeklinde kitaplaştırıldığını öğrendim. Yakında kütüphanemdeki yerini alacağını umuyorum.

Ahmet Hamdi Tanpınar, Dede Efendi ile ilgili olarak şu tespitte bulunur;

“O Türk musikisinin son büyük üstadıdır. Hatta daha ileri giderek diyebiliriz ki, bir inkırazı, muhteşem bir zafer yapan dehasıdır.”