İçimden dökülenler

Eylül Esintisi - YARIN

YARIN

bir şeyler olacak yarın duruşundan belli kırdaki atların bulutların koşuşundan belli kazışından köstebeklerin toprağı   karıncaların telaşından belli bir şeyler olacak yarın belki bir tomurcuk belki bir ağacın düşen yaprağı belki de bir çocuk   pek o kadar göremesek de uzağı kuşların uçuşundan belli bir şeyler olacak yarın öbür günden önemsiz bugünden önemli (Bülent Ecevit 1975/ Bir Şeyl…

Eylül Esintisi - ÇOCUKLUK

ÇOCUKLUK

Affan Dede'ye para saydım, Sattı bana çocukluğumu. Artık ne yaşım var, ne adım Bilmiyorum kim olduğumu. Hiç bir şey sorulmasın benden Haberim yok olan bitenden. Bu bahar havası, bu bahçe Havuzda su şırıl şırıldır. Uçurtmam bulutlardan yüce, Zıpzıplarım pırıl pırıldır. Ne güzel dönüyor çemberim; Hiç bitmese horoz şekerim... Cahit Sıtkı Tarancı  (Varlık-15.5.1942)     …

Eylül Esintisi - İLKBAHAR

İLKBAHAR

Sonra kış geçer, Kırlangıç yuva yapar; Ve bir erik ağacı baştan ayağa çiçek açar. Mustafa Kutlu (Bugün kışın son günü, akşam saat 19.20 civarı Güneş Koç burcuna geçecek ve İlkbahar mevsimi başlayacak)       …

Eylül Esintisi - BANA BİR ŞEY SÖYLE

BANA BİR ŞEY SÖYLE

"Bana bir şey söyle, ilkbahar gibi... Çiçek aç mesela, veya yağ rahmet olarak içime veya gök kuşağı ol sar ruhumu... Bir şey söyle Sözü aşsın öze değsin... Bir şey söyle, 'yanındayım' mesela…" Turgut Uyar …

Eylül Esintisi - AKASYA AĞACIM VE FİLİZ AKIN

AKASYA AĞACIM VE FİLİZ AKIN

Beyoğlu'nu, Dolapdere'ye bağlayan Ömer Hayyam caddesinin kenarları büyük Akasya ağaçları ile çevriliydi. Yokuş aşağı inen ve irili ufaklı gayri muntazam taşlarla döşeli caddenin bir yanında Samancı meydanı, diğer yanın son kısmına doğru bizim sokağımız yer alırdı. Caddenin hemen bitimindeki Akasya ağacı benim ağacımdı. Çünkü o ağaca Yenişehir'deki Ali Belenli yazlık sinemasının film tabelası asılırdı. Ben her sabah uyanır uyanmaz doğruca soluğu o ağacın&…